Prof. Dr. Özkan: "Rahim nakliyle ilgili yabancı hastalardan öngörülmeyen birçok ülkeden talep var"

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, rahim nakli yapılan Derya Sert'in anne olmasının ardından merkezlerine dünyanın farklı ülkesinden yüzlerce istek geldiğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, korona virüs sürecinde organ ve kompozit doku nakilli hastaların normal insanlara göre bir kat daha dikkatli olması gerektiğini de belirtti.

Prof. Dr. Özkan:

Dr. Ömer Özkan ve ekibi son 11 yılda 10 kompozit doku nakli gerçekleştirdi. Türkiye'nin ilk yüz ve çift kol, dünyada kadavradan ilk rahim naklini de gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan'ın mutluluğu, rahim nakili Derya Sert'in bebeğini kucağına almasıyla ikiye katlandı. Derya Sert'in kısa süre sonra taburcu olacağını dile getiren Prof. Dr. Özkan, rahim nakli için yoğunluğun 2011 yılından bu yana artarak devam ettiğini bildirdi. Yoğunluğun 10 yıl önce başladığını anlatan Prof. Dr. Özkan, “Bizim ilk rahim naklimizde insanlar çokta ne olduğunu anlayamadı. Bunu bilen ve ihtiyacı olan insanların yoğun bir ilgisi oldu. Bizden birkaç yıl sonra bizim de katkılarımızla rahim nakilleri yapılmaya başlandı. Bizim mevzuatımız kullanıldı ama bunun kayıtlı bir mevzuatı yok. Dünyada da yok. Nakille ilgili özel izinler, araştırmalar yapılıyor. Klinik gerçeklik olmak konumunda. Covid-19 döneminde bir aksaklık olacak, süreç gecikecek gibi duruyor. Ama uzun dönemde ihtiyaç olduğu kesin hem bizde hem dünyada” diye konuştu.


 

"Öngörülmeyen ülkelerden talep var"

 

Rahim nakli konusunda yabancı hastaların yoğun isteğinin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkan, “Uzun dönemdir yabancı hastaların isteği var. Öngörülmeyen birçok ülkeden talep var. Tahmin ediyorum Covid-19 sürecini biraz rahatlattıktan sonra mevzuatla ilgili çalışmalar yapılacak ve mevzuat çıkacak. İnşallah rutin bir işlem olarak önümüzdeki dönemlerde yapılmaya başlanacak” dedi.


 

"Nakle hazır yüzlerce hasta var"

 

Akdeniz Üniversitesine başvuran ve nakle hazır olan yüzlerce hasta olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özkan, “Bu yükü tek başına kaldırmamız mümkün değil. Bununla ilgili birçok merkez olacak ve biz de tecrübe paylaşımına her zaman hazırız. Dünyada bu işte başarılı olan en önemli ekiplerdeniz. Yeter ki bilimsel kurullar, yapılabilecek değerler olsun ve yeter ki mevzuat olsun” ifadelerini kullandı.


 

"Araştırma yapmalıyız"

 

Prof. Dr. Özkan, rahim naklinin ardından Derya Sert'in bebeğini kucağına almasının en büyük mutlulukları olduğunu kaydetti. Hayatta hep hedeflerinin olduğuna değinen Prof. Dr. Özkan, “Özellikle araştırma sürecinde ülkemizin zayıf kaldığı kısımlarda bizlerin çalışması gerekiyor. Araştırma kısmında çok zayıfız maalesef. Araştırmaya önem vermemiz gerekiyor. Bizde yapılan işlemlerin ertesi gün sonucu alınmaya çalışılıyor. Ama 5 sene sonra alınacak bir ürünün sonucu insanlara pek tatmin edici gelmiyor. Araştırma kurumları biraz daha bunlara özen göstermeli, önem vermeli” dedi.


 

"Daha fazla dikkat edin"

 

Korona virüs sürecinde tüm nakillerde bir tedirginlik olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ömer Özkan, “Haklı olarak var. Hayatını kaybeden, hayati organ nakli yapılmış insanlar var. Değişik şehirlerde var, biz bunları arkadaşlarımızdan duyuyoruz. Ama sağlıklı insanların da hayatını kaybettiğini düşünürsek bu süreçte herkesin ciddi şekilde korunması gerekiyor. Organ nakli, doku nakli yapılan insanların ayrıca korunması gerekiyor. Çünkü bizi hastalıklardan koruyan bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sistemini kısmen çökertiyoruz ki nakledilen dokuyu reddetmesin diye. Bu durumda eğer biz korunmazsak hastalığı ciddi şekilde geçireceğizdir. Eğer bunun üstesinden gelemezlerse hayatlarını kaybedeceklerdir. Bu dönemde herkes gibi onlar da dikkat edecek, hatta daha fazla dikkat edecek” diye konuştu.


 

"Maske takmak yoğun bakımda olmaktan iyidir"

 

Nakil yaptığı hastalarıyla sürekli iletişim halinde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özkan, “Yedikleri, içtiklerine, bulundukları ortamda hayatlarına normal olarak devam etsinler. İzolasyonuna dikkat etmeliler. Dünya olarak, ülke olarak zorlanıyoruz. Hayatımızı devam ettirelim. Mesafeler korunmuyor. Hayatımızı devam ettirelim, yan yana olmak zorunda değiliz. Maskeyi takmakta zorluk çekiyoruz. Maske takmak yoğun bakımda olmaktan çok çok daha iyidir. Bunun farkına varalım. Hastalarımızda buna dikkat edelim. Hastalarımızda bugüne kadar bir sorun olmadı ama bu olmayacağı anlamına gelmez. Tedbirimizi elden bırakmayalım” dedi.