Kılıçdaroğlu: Saray müdahale etmezse Türkiye’nin derslik sorununu 1 yılda çözeriz

Türkiye'nin çok büyük bir sosyal ve ekonomik buhran içinde olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Milli Eğitim Bakanlığı'na saray müdahale etmesin, bu ülkedeki bütün derslik sorununu en geç 1 yıl içinde, 11 büyükşehirde ise 4 ay içinde bitiririz. Arsa göstersinler, yapalım” diye çağrıda bulundu.

Kılıçdaroğlu: Saray müdahale etmezse Türkiye’nin derslik sorununu 1 yılda çözeriz

Türkiye’de ulusal basında görevli eğitim editörleri, eğitim uzmanları ve sektör temsilcileriyle yaklaşık 3 saat süren bir toplantı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eğitimdeki sorunlarla ilgili notlar alarak hükümete sundukları çözüm önerilerinin karşılıksız kalışını anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitimdeki derslik, bilgisayar, televizyon eksikliği gibi sorunların çözümü için çağrıda bulunduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, EBA’da bugün yaşanan sistem çöküşü üzerinden eğitimde geçmişten günümüze kapsamlı bir analiz de yaptı.

1 YILDA 57 BİN DERSLİK

Ankara, İstanbul ve İzmir gibi 11 büyükşehirde yer gösterirlerse 4 ay içinde MEB’in arzu ettiği kadar derslik yapabileceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ama CHP’li belediyeler yapmasın istiyorlar. Biz bunu Tekirdağ’da deprem sonrasında yaptık” dedi.

CHP’li tüm belediyelerdeki yetişkin merkezlerini pandemi sürecinde MEB’e vermeyi, arsa gösterilmesi halinde de 1 yıl içinde MEB’in ihtiyacı olan toplam 57 bin derslik sorununu hiçbir karşılık beklemeksizin vatandaşa hiçbir mali yük getirmeden çözüleceğini anlatan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“YOKSULLUK ENVANTERİ ÇIKARIYORUZ”

* Milli Eğitim Bakanlığı’na dilekçeyle başvurduk. İnternet erişimi, televizyonu olmayan çocukların sorununu birlikte çözebileceğimizi bildirdik. MEB, uzattığımız eli sevinçle karşılamalıydı.

* Önümüzdeki günlerde bu dilekçeye de olumlu bir yanıt geleceği kanısında değilim. Şu anda bütün belediye başkanlarımız, muhtarlarla birlikte, ‘Yoksulluk Envanteri’ çıkarıyor. Kime ne kadar yardım yapılacağına dair sağlıklı veriler elde ediliyor.

“YER GÖSTERSİNLER YAPALIM”

* Yılbaşındaki dolar kuru baz alınırsa tüm öğrencilerimizin bilgisayar ve televizyon sorunu karşılayabiliriz. 57 bin dersliğe ihtiyaçları olan Milli Eğitim Bakanlığı’na, ‘Bize yer gösterin yapalım’ dedik.

* Bize yer gösterdikleri takdirde devletin bütçesinden para da çıkmayacak. El uzatıyoruz ama şu anda henüz bir yanıt gelmedi. Olumlu bir yanıt geleceğini de düşünmüyoruz.

“HER ŞEYİ SARAYDAKİ BİR KİŞİ BİLİYOR”

* Her bakana göre eğitim politikası oluşturuldu. Paydaşlara sorulmadı. En son 7 yıl önce Eğitim Şurası toplanmış. Eğitimden, tıpa her konuda her konuda her şeyi bir kişi biliyor.

* Milli Eğitim Bakanlığı ne kadar iyi olursa olsun, liyakat sistemi çökertildiyse, uygulamadaki aksaklıklar yukarıya bile bildirilemiyorsa, o sistemden hayır beklemek mümkün değil.

“OKULLAR EĞİTİME AÇILABİLİR”

* Gelişmiş ülkelerde 91 ülkede yüz yüze eğitim yapılıyor. Bizde niye yapılmıyor bilmiyoruz. Baba işe gidiyor. Çocuk sokakta oynuyor ama eğitimin neden yüz yüze yapılmadığını bilmiyoruz.

* Okullardaki yüz yüze eğitimdeki potansiyel tehlikenin ne olduğunu Bilim Kurulu, kamuoyunu tatmin edecek bir açıklamayla topluma açıklama yapması gerekir. Özel veya devlet okulların olanağı varsa yüz yüze eğitime başlamalarında bence hiçbir sakınca yok.

“FATİH TALAN PROJESİYDİ”

* Fatih Projesi zaten bir eğitim öğretim değil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın paralarının talan edilmesini öngörün bir raht projesidir.

* Bakanlık bize somut sayı verdi. ‘Şu hanede kadar hanede TV yok’ dedi. Adresleri de verirse, sizlerle paylaşacağız.

“SOSYAL DEVLET YOK”

* Ortada sosyal devlet diye bir devlet yok. Bütçede para yok. Örneğin; öğrenci yurtlarına yatak başına 10 lira verilmezken, şehir hastanelerine, köprülere hiç aksatılmadan dolar bazında paralar ödeniyor. Yıllar yılı bunlar hep alkışlandı. Siyasi parti olarak bizim de hepimizin de eksiklikleri var.

“MEB’E SARAY MÜDAHALE ETMESİN”

* Eğitime daha genel, evrensel bakılmalı. Finlandiya’da Eğitim Bakanı ile görüştük. MEB,. Lütfedip buradaki görüşme için bir bürokrat bile görevlendirilmedi. Talep eden herkese, raporu gönderebiliriz.

* Eğer bir ülkede 7 yıldır Milli Eğitim Şurası toplanmıyorsa, ülkede eğitimin sorunlarına makro bakma şansı alınıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na saray müdahale etmesin, bu ülkedeki bütün derslik sorununu en geç 1 yıl içinde bitiririz.

“SARAYDAN TALİMATSIZ KONUŞAMIYORLAR”

* Bu kadar büyük bir özveride bulunuyoruz. Onlar kulaklarını tıkıyorlar. Eğitimle ilgili bütün sorunları 1 yıl içinde çözeriz. 92 bin öğretmen atanmıyor, dışarıda bekletiliyor.

* İmam hatip okullarında öğrencisi olmayanlar pandemi günlerinde oralar da kullanılabilir. Bakanın tüm bunları yapma şansı yok. Çünkü bakanlar konuşmalarını bile saraydan gelen talimatla yapıyorlar.

* Konuşmaları bile, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı’ diye başlıyorlarsa, bu ülkede eğitimin sorunları çözülemez.

“OKULLARIN TAMAMI AÇILABİLİR”

* Yine, Bilim Kurulu’nun ne yaptığını da kimse bilmiyor. Bilim Kurulu karar alıyor. Sağlık Bakanı’na gönderiyor. Sağlık Bakanı, saraya gönderiyor ve sarayın talimatıyla hareket ediliyor.

* 91 ülkede okullar tamamen açıldıysa bizde de Bilim Kurulu kararıyla okulların tamamı açılabilir. Ama her şeye bizde saray karar veriyor. Sanatla ilgili Kültür Bakanlığı’nda bu gibi durumlar için kullanılmak üzere bir fon var. Ama sanatçılara aktarılmıyor.

“EVRENSEL FONA DAVA AÇILIYOR”

* Evrensel Hizmet Fonunda olan para neden yoksul aile çocuklarına verilmiyor. Bu para MEB’de var. Burada toplanan paralarla temel eğitim yapılabilir.

* MEB’in de içinde olduğu bu fonun kullanımı için bir grup avukat dava açıyor. Türkiye’de hukuk kaldıysa bu dava kazanılır.

“KORKUDAN HAK ARANAMIYOR”

* Bu süreçte en büyük eksiklik hak aramayı bilmemektir. Bu dönemde 6.5 milyar lira para şehir hastanelerine, köprülere, uçulmayan havalimanlarına ödeniyorsa, sanatçılara eğitim kurumlarına niye ödenmesin?

* Özel kurumların, yurtların stopajlarının bile devlet tarafından ödenmesi gerekir. Ancak esnaf grupları, dernekler, korkudan kimse ses çıkarmıyor. Ses çıkaramayınca da o grubun temsilcisi olmaktan çıkıyorlar.

“TÜRKİYE BUHRAN İÇİNDE”

* Türkiye bir sosyal ve ekonomik buhran içinde. Türkiye’nin bu buhrandan çıkması gerekiyor. Erdoğan’a, ‘Türkiye’nin ekonomik buhrandan nasıl çıkacağını TV’lere çık madde madde açıkla’ diye çağrı yaptım.

* Ekonomik ve Sosyal konsey en son 2009’da toplandı. Çünkü Erdoğan’a göre toplanmasına gerek yok. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Bu ülkenin Entelektüel birikimi, aydınları, sanatçıları, bilim insanları, iş insanları var. Sorunların çözümü için birlikte hareket edilmeye ihtiyaç var.